''ECC'' ile samimi bir sohbet

ECC: 

Yalnız benim bu din meselesinden artık midem bulanmaya başladı. Reşad'ın mealine bakıyorum birçok ayette parantez içi Rashad yazıyor. Iyi tamam test dedik kabul ettik. Parantez içi Rashad yazdığı kimi ayetlerde dipnot yok, kimisinde isminin ebced değeri ile sure ve ayet numaralarını topluyor, kimisinde isminin ebced değeri ile sadece ayet numarasını topluyor, kimisinde isminin ebced değeri ile sure ve ayet numarasını yan yana koyuyor vs... vs... Dipnot hesapları sürekli değişiyor. 50 tane yöntem var. O olmazsa o, öbürü olmazsa başka deniyor gibi... Yahu Allah bu adamı elçi kabul edenlerle alay mı ediyor? Kafayı yiyeceğim. Böyle test mi olur? Sonra Edip'e kızarlar. Adam bu saçma sapan tutarsız hesapları mealine hangi yüzle taşıyacak?.. Hocam bu senin içine nasıl siniyor? Allah insan aklıyla alay eder mi? Allah o dönemin insanları ile alay eder mi? Hmm aslında bu ayetler 1400 sene sonraki birisine. Siz Muhammed sanın bakalım. Komediye bak. Yani biz aklımızı birisinin sepetine koymak zorunda mıyız test için?. Mucize diyoruz orada da bir dolu problem çıkıyor. Neyse rahatsız ettim kusura bakma.
Selamlar...

-------------------

İSKENDER:

Merhaba,

Bu parantez içindeki isimler durumunu anlayabiliyorum. Bunu kabul etmek biraz zor bir olay.

Ancak, ben şöyle değerlendiriyorum. 1400 sene önce tüm insanlığa inmiş ve SON olacak bir kitapta gelecekte elçilerin geleceğini söylüyor (7.35).

Kıyamete kadar geçecek bir süre için geçerli olan bir kitabın, 1400 sene önce gelmiş ve 23 yıl yaşamış tek bir elçiyi kast ettiğini iddia etmek doğru değil.

Bu kişinin elçi olduğu ile alakalı bizlere sunulan en büyük delil (19) ve diğer delillerden sonra bu kişinin elçi olduğuna kanaat getirdiyseniz, Allah adına söylediği her şeyi kalbinizde en ufak bir tereddüt duymadan inanmalısınız ve Allah’a teslim olmalısınız. Eğer hata yaptıysa o kendi hesabını verecektir. İnananların görevi tam teslim olmaktır. Tabi ki bu güven ve teslimiyet piramidin en üst noktasıdır. Alt geniş noktalarında aklı ve mantığı ikna eden birçok reddedilemez delil var.

Kullandığı metodlar orada kast edilen elçinin onun olduğunu gösteren sadece bir veridir. Veya istersen veriden bile sayma. Ancak bu adam burada Allah Misak Elçisini kastediyor diyorsa, bunu inanan birinin Allah’a teslim olup, güvenip bunu kabul etmesi gerekir.

İnanmamanın doğuracağı ciddi sonuçlar şunlardır:

1. Bu adamın Allah’a yalan isnat eden, ahirete inanmayan sahte bir elçi olduğunu kabul etmiş oluyorsun.

2. Allah, haşa sümme haşa, en büyük delilini ileride Kendisine yalan isnad edecek bir sahtekara (!) verdi. Burada Allah’a karşı da düşüncelerimizde bir problem ve delik meydana geliyor.

Allah herşeyi eğer %100 delillerin çerçevesine terk edip bıraksaydı o zaman samimilerle iki yüzlüler ayırt edilemezdi. En büyük delillerden sonra olay iman, güven ve teslimiyet meselesinde toplanıyor.

Ben böyle inanıyorum. Ve tüm olaya ve resme bu şekilde bakıyorum.

Herşeyi Allah yapar ve yürütür.

Selam.

----------------------

ECC: 

Iyi hocam eyvallah da %100 diyorsun fakat kaçmak isteyen için delik çok hali hazırda 19 konusunda. Mesela aklıma gelenler:

-En önemli mesele Tevbe 128-129'un çıkarılması. Bunlar çıkarılmazsa besmeledeki yalnızca bir kelime 19'un katı oluyor.

-Tevbe 128-129'un çıkarılmasının Kur'an'daki "de ki - dediler" uyumunu bozduğu iddiası. 

-Bsm - Ism meselesi. Numaralı iki besmelede (1:1 ve 27:30) Allah-Rahman-Rahim sayılırken aynı iki ayetteki Bsmler atlanıyor. Başka yerlerde geçen "Bi ismler" sayılıyor.

-Harf ve kelime sayımında numaralı-numarasız ayrımı. Ve de ayet sayımında numarasız tekrar besmelelerin eklenmesi. Mesela Alak suresi 19 ayet deniyor ama toplam ayet sayısında başındaki besmele de dahil ediliyor.

-Taşkent nüshasında Allah kelimesinin bir yerde hüve olarak geçtiği iddiası.

-19. suredeki ahsahum kelimesinde Ingilteredeki en eski nüshada ye harfinin bulunduğu iddiası. Edip ye olması lazım diyor; fakat kitabında ye yoktur diyor.

-Elif harflerinin ne olduğu belli değil ki bu harf kombinasyonlarının önemli kısmını oluşturuyor.

-Ta kombinasyonları bir garip. Biraz keyfiyet içeriyor gibi.

-Nun problemli gibi. Sisteme güven üzerine 1 nun ekleniyor. Eski nüshalardan delil yok.

Bu saydıklarımın hemen hepsinin cevaplarını biliyorum. Bardağın boş tarafları da var onu anlatmak istedim. Fakat asıl anlatmak istediğim Reşad'a gelene kadar zaten öyle ya da böyle tartışılacak çok konu var. Reşad'a gelene kadar pek çok kişi zaten kaçıyor. Buraları geçenler bir de Reşad imtihanı ile uğraşmak durumunda kalıyor...

Elbette 19 konusunda tesadüf olamayacak bardağın dolu tarafları hayli fazla. Ama yine de şayet kitabın içinde 19'a atıf olmasa; inancı arttırır, şüpheden kurtarır gibi ifadeler olmasa; beşer sözüne cevap olarak 19 verilmese Kur'an'da, 19'a da hiç bulaşmazdım şahsen. Yani Reşad kendi kafasından 19 üzerine sistem olduğunu tespit ettiğini söylese umrumda olmazdı. Bu anlamda Kur'an'da 19'dan bahsedilmesi çok önemli benim için.

Son olarak bu adamın ismi Reşad Halife değil mi Arapça orjinal olarak. Neden Rashad Khalifa olarak ebced hesaplanıyor? Ya da ben mi yanlış biliyorum? Hatta isminin Muhammed Reşad Halife olduğu söylentileri de var. Her neyse...

Selamlar.


----------------------------------

İSKENDER:


-En önemli mesele Tevbe 128-129'un çıkarılması. Bunlar çıkarılmazsa besmeledeki yalnızca bir kelime 19'un katı oluyor.

-Tevbe 128-129'un çıkarılmasının Kur'an'daki "de ki - dediler" uyumunu bozduğu iddiası.


Tevbe 128-129 şüpheye yer bırakmayacak şekilde deşifre oluyor. Zaten üzerinde tarihsel anlamda şüphe bulunan bu iki şeytan ayeti, matematiksel birçok veri ile de deşifre oluyor. Kuran’ın matematiksel kodunun büyük sayı mucizelerine bir göz at istersen, orada 9:128-129 eklendiği zaman sistem bozuluyor. Aşağıdaki linkte incele lütfen.


Bu linkte ‘’Mod19’’ diye olan ‘’Büyük Sayı Mucizeleri’’ var. Mükemmel bir olay. Lütfen dikkatle incele. 9:127 ----  9:128-129’u karşılaştırmış aşağıda.
>> Besmelede’ki tüm kelimeler, Allah kelimesinin tüm ayetlerdeki toplamı daha birçok veri ile bu iki şeytan ayeti deşifre oluyor. Tüm bunları teker teker incelemek gerekir. Appendiks 24’te bu verilerin hepsi verilmiş. Bunların Kuran’dan olmadığı ve Kuran’ı bozamadıkları, Kuran’ın korunduğu da bu vesile ile anlaşılıyor. Eğer bir kişi aklını kullanırsa, Allah ve din konusunda samimi ise, toplum baskısını değil de Allah’ı tercih ederse kesinlikle Allah ona yol gösterecektir. Allah dilediğine yol gösterir. O’nun dilediklerinin de çeşitli özelliklere sahip olması gerekir.


‘’De ki’’ veya ‘’ dediler’’ diye bir veri bilmiyorum. Gönderirsen incelerim.


-Bsm - Ism meselesi. Numaralı iki besmelede (1:1 ve 27:30) Allah-Rahman-Rahim sayılırken aynı iki ayetteki Bsmler atlanıyor. Başka yerlerde geçen "Bi ismler" sayılıyor.


Bu konuda güzel bir yazı var. Aşağıdaki incele lütfen.


-Harf ve kelime sayımında numaralı-numarasız ayrımı. Ve de ayet sayımında numarasız tekrar besmelelerin eklenmesi. Mesela Alak suresi 19 ayet deniyor ama toplam ayet sayısında başındaki besmele de dahil ediliyor.


Harf ve kelime sayımında ‘’Besmele’’ dahil edilmeseydi ve Allah öyle kursaydı sistemi, bu sefer de neden dahil edilmiyor itirazı gelecek idi. Ayet sayımında da dahil edilmeseydi, neden dahil edilmiyor diye itiraz gelecek idi. Halbuki, 19 mucizesinin sadece numaralı veya numaralı+numarasız diye bir ayrımı yok. 19 mucizesi öyle ayarlanmıştır ki, hem numarasızların gerçekten numarasız olduğu hem de numaralıların gerçekten numaralı olduğu ortaya çıkıyor. Allah’ın Kuran’ı gerçekten de bu şekilde dizayn ettiği ortaya çıkıyor. Sistemin tüm verilerinin incelenmesi gerekir. Matematiksel mucizeye bir bütün olarak ve iyi çalışmak gerekiyor. Şüpheye yer bırakmayacak düzeyde dizayn edilmiştir.


-Taşkent nüshasında Allah kelimesinin bir yerde hüve olarak geçtiği iddiası.
-19. suredeki ahsahum kelimesinde Ingilteredeki en eski nüshada ye harfinin bulunduğu iddiası. Edip ye olması lazım diyor; fakat kitabında ye yoktur diyor.
-Elif harflerinin ne olduğu belli değil ki bu harf kombinasyonlarının önemli kısmını oluşturuyor.


Ben şahsen mucize bu kadar aşikar iken eski nüshalarda hazine arar gibi kelime aramanın lüzumsuz olduğunu düşünüyorum. Çok iyi bir komisyon kurulup hem elif harfleri için son nokta konulabilir. Elif harfleri ile alakalı Reşad’ın sayımlarının doğru olduğu ile alakalı yan matematiksel veriler var. Aşağıdaki yazıyı incele istersen.



-Ta kombinasyonları bir garip. Biraz keyfiyet içeriyor gibi.


Ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Sistemi kuran dilediği gibi kurar, bizim keyfimize göre kurmak zorunda değil.


-Nun problemli gibi. Sisteme güven üzerine 1 nun ekleniyor. Eski nüshalardan delil yok.


Değil. Yan matematiksel verilerle gerçekten de iki tane NuN olduğuna dair şüphe bırakmıyor. Appendiks 1’i incele lütfen.


Bu saydıklarımın hemen hepsinin cevaplarını biliyorum. Bardağın boş tarafları da var onu anlatmak istedim. Fakat asıl anlatmak istediğim Reşad'a gelene kadar zaten öyle ya da böyle tartışılacak çok konu var. Reşad'a gelene kadar pek çok kişi zaten kaçıyor. Buraları geçenler bir de Reşad imtihanı ile uğraşmak durumunda kalıyor..


Test Zorunludur

[29:2] İnsanlar, test edilmeden ‘’İnanıyoruz’’ demeleriyle bırakılacaklarını mı sanıyorlar?

[29:3] Onlardan öncekileri de test ettik, çünkü ALLAH’ın doğru söyleyenleri ayırt etmesi ve yalancıları da deşifre etmesi gerekmektedir.

Dün Yasin suresini okuyordum. Orada bir kente gönderilen 3 elçi var. Ve 3 elçiye sadece ama sadece 1 kişi inanmış. Musa’ya eninde sonunda 1 veya 2 kişi inanmış. İsa’ya 10-12 kişi. Bence Muhammed Peygamber’e de çok fazla kişinin testleri geçerek gerçekten inandığını düşünmüyorum. Test Allah’ın bir sistemi. Allah’ın Krallığına tekrar girmek için ‘’Kabul Testi (Admission Test)’’ gereklidir. Ve bu da çok zordur. Allah’ın sistemi bu şekilde yapacak bir şey yok.


Elbette 19 konusunda tesadüf olamayacak bardağın dolu tarafları hayli fazla. Ama yine de şayet kitabın içinde 19'a atıf olmasa; inancı arttırır, şüpheden kurtarır gibi ifadeler olmasa; beşer sözüne cevap olarak 19 verilmese Kur'an'da, 19'a da hiç bulaşmazdım şahsen. Yani Reşad kendi kafasından 19 üzerine sistem olduğunu tespit ettiğini söylese umrumda olmazdı. Bu anlamda Kur'an'da 19'dan bahsedilmesi çok önemli benim için.


Katılıyorum.


Son olarak bu adamın ismi Reşad Halife değil mi Arapça orjinal olarak. Neden Rashad Khalifa olarak ebced hesaplanıyor? Ya da ben mi yanlış biliyorum? Hatta isminin Muhammed Reşad Halife olduğu söylentileri de var. Her neyse...


Bunu ben de duydum ama nüfus cüzdanını görmedim. Kendisi hep ‘’Reşad Halife’’ ismini kullandı. İnsanlar da hep öyle tanıdı ve öyle bildiler.  Ebced değerinin 1230 olduğu ile alakalı bir yazı var. Bunu istersen Edip’e sor o da Reşad’la beraberdi her şeye itiraz eden bu adam onun döneminde bu veriye itiraz etmedi. Ayrıca burada da bir yazı var.

Selamlar.


خليفه
 [(200 + 300 + 1 + 4) + (600 + 30 + 10 + 80 + 5 )]

 1230
 

Arapça yazılışı ve sayısal değeri böyle. ''Halife'' başka bir şekilde mi yazılması gerekiyor?


----------------------------------------


ECC: 

Selam.

Verilerin çoğunu biliyorum; bilmediklerimi de inceleyeceğim teşekkürler.

Abdurrezak Nevfel'in "Kur'an'da Ölçü ve Ahenk" diye bir kitabı var. 60'ların sonu ile 70'lerin başı gibi yazdığı.. Kur'an'da tekil ve yalın olarak 365 adet gün (yevm) , 12 adet ay (şehr) geçtiği vs.. tespitlerini de ilk o yapıyor. Şeytan-Melek, Cennet-Cehennem, Hayat-Ölüm, Dünya-Ahiret vb. kelime uyumlarını fark ediyor. Işte Dünya 115 Ahiret 115 eşit şekilde geçiyor. Bilirsin büyük ihtimal. Tabi kitapta saçma ve keyfi veriler de var ama dikkate değer veriler de var. Her neyse bu adam Dediler - De ki (Qalu - Qul) ifadelerinin de 133'er kez geçtiğini tespit ediyor. Fakat yaygın mushaflara göre tabi. 19 mushafına göre De ki 1 eksik kalıyor. Çünkü Tevbe 129'da De ki ifadesi var...

Edip'e sordum çünkü o bu örneği de eşit geçer diye sıkça kullanıyordu. O da 21:112 ayetindeki Dedi (Qale) ifadesinin yanlış olduğunu onun De ki (Qul) olması gerektiğini, öyle mushafların da olduğunu bağlama da Qul ifadesinin gittiğini vs. söyledi. Böylece eşit olabiliyor. Olay bu.

Selamlar.

Yorumlar