Yazan: Soner Tahsinoğlu
1. Milyarlarca yıl önce, yani Büyük Patlama’dan (Big Bang’den) önce sadece Tanrı’nın krallığı vardı. Tanrı’nın krallığı, krallıkta görevli yüksek rütbeli (melek rütbeli) varlıklar ile krallığın vatandaşlarından oluşuyordu. Bunlar “öz” itibariyle aynıydı. Yani tüm varlıklar “ruh” formundaydı. Kuran, burası için “Yüce Toplum (Mele-i Â’la) ifadesini kullanır (37:8, 38:69).
2. Yüksek rütbeli ruhlar, görevlerini yapabilmeleri için yaratılırken özel güçlerle donatıldılar (Ek 21). Bunlardan biri olan İblis, Tanrıvergisi güçlerinin kendisini bir tanrı yapabileceğini ve bir egemenlik alanını, bir krallığı Tanrı gibi idare edebileceğini düşündü ve bunu açıktan ilan etti (Giriş, Ek 7). Böylece Yüce Toplum’da Büyük Kavga patlak verdi (38:69).
3. Büyük Kavga’da Şeytan gibi düşünenler, Şeytan’ı kınayanlar ve kararsız kalanlar vardı. Kararsız kalmak da Tanrı’nın mutlak otoritesine meydan okumak olduğundan onlar da günah işlemiş oldular. Bu, ilk günahtı. İnsanoğlu, kararsız kalanlardandı (20:115).
4. Artık Tanrı’nın mutlak otoritesinden yana olanlar ve isyancılar vardı. Melekken isyan edenler cin oldu. Tanım olarak, cinler düşmüş meleklerdir (Ek 21, 18:50). Diğerleri için henüz bir kategori yoktu.
5. İsyancılara tövbe etmeleri için bir şans verildi (33:72). Ya günahlarının kefareti olarak belirli bir geçiş dönemi boyunca teslimiyetçi bir rolle gelmeyi kabul edip peşinen tövbe edeceklerdi (ki bunun sonucunda Yüce Toplum’a -Tanrı’nın krallığına- tekrar kabul edilip sürgünden tamamen kurtulacaklardı) ya da seçim özgürlüğü verilerek test olmayı ve Şeytan’ın gösterisine tanıklık etmeyi seçecekler, fakat testi kaybederlerse ilelebet sürgün edilmeyi göze alacaklardı. İsyancıların bir bölümü test sorumluluğunu ve seçim özgürlüğünü kabul ettiler (33:72). İlk teklifi kabul edenler, bu hayata hayvan, ağaç, yıldız, dağ, güneş, ay, gezegen, deforme ve retarde bir insan olarak (Tanrı’ya secde ederek) teslimiyetçi bir rolle gelmeyi kabul edenlerdir (22:18, 55:6). Bu ayrımlar, kişilerin isyan derecelerine göre Tanrı tarafından belirlenmiştir.
6. Önceki varoluşta yüksek rütbeli olmayıp, Tanrı’nın mutlak otoritesinden yana olanlar da yüksek rütbeler alıp melek oldular.
7. Testle ilgili ilahi plan önce meleklere anlatıldı. İsyancılann lideri İblis, yeni bir varoluşta, Dünya denen gezegene geçici bir tanrı olarak atanacaktı. Diğer isyancılar da ona vatandaş olarak verildi (2:30). Tabi Tanrı’nın tarafını seçenler hariç. Melekler buna itiraz etti (2:30). Ancak Tanrı onlara “ben sizin bilmediğinizi bilirim” dedi. Tanrı insanların içinde kurtarılmayı hak edenler olduğunu biliyordu (11:118-119).
8. Sonrasında ise Tanrı planı insanlara anlattı ve onlardan Şeytan’a tapmayacaklarına, sadece Kendisini Sahipleri ve Efendileri olarak kabul edip sadece kendisinin Tanrı olduğuna tanıklık edeceklerine dair söz aldı (36:60, 7:172). Bu sebeple her insan tek bir tanrıya inanma içgüdüsü ile doğar (30:30, 7:172). Cinlere bu verilmedi ancak çok daha uzun bir ömür ve evrende sınırsızca gezinme imkânı verildi. Öyle ki evrenin dış sınırına kadar gidip Yüce Toplum’u dinlemeye dahi teşebbüs edebiliyorlar (37:8-10, 72:8).
9. İlahi planı yerine getirmek için Tanrı “önce ölümü” yarattı (67:2). İlk günahlarının sonucunda, isyancılar ilk ölümlerine konuldular. İsyancıların ruhları bir depoya yerleştirildi.
10. Büyük Patlama gerçekleşti ve Tanrı’nın krallığı 7 parçaya bölündü. Ve Tanrı ölümden sonra yeni bir varoluş formunu yani “hayatı” yaratmış oldu (67:2).
11. Yedi evren arasından en küçük ve en içteki olan bizim evrenimizin içindeki her şey, Tanrı’nın talimatlarıyla melekler tarafından yapıldı. Çünkü Tanrı burayı kendi fiziksel varlığına dayanamayacak şekilde yarattı (41:12, 7:143).
12. Melekler evreni yıldızlarla, gezegenlerle donattı ve dünya gezegenini hazırladı (41:12). İnsan ve cin dışındaki tüm ruhlar, teslimiyetçi rollerini icra etmek için görevlerine başlamıştı.
13. İnsanoğlundan çok önce ilk cin bedeni yaratıldı (15:27) ve Şeytan bu bedene yerleştirildi. İlahi plan gereği Şeytan, geçici bir süreliğine melek olarak atandı ve Yüce Toplum’a alındı. Daha sonra ilk insan bedeni yaratıldı ve Âdem’in ruhu bu bedene yerleştirildi. Melekler Âdem’in bedenini 1. evrene çıkardılar. Tanrı yaşam nefesini bizzat Kendisi üfledi (Ek 10). Daha sonra dünyaya geri getirilen, artık yaşam nefesi ile bilinçli ve hareket eden bir varlık halini alan Âdem’in yanına, dişil formda klonlanan bir kadın bedeni yaratıldı. Bu kadın bedeni ise Havva’ydı.
14. İlahi plan gereği Âdem ve Havva’nın ruhları da bir süreliğine Yüce Toplum’a, Cennete alındı. Onların ruhları Cennetteyken, bedenleri dünyada kaldı. Tanrı Büyük Kavga’daki olayın benzerini gösterecekti. Ve Test Başlıyor…
15. Tanrı, Şeytan’ın içindeki kibri bir kez daha ifşa etmek için, onun da dâhil olduğu meleklere “Âdem’in önünde secdeye kapanın” emrini verdi. Tek reddeden elbette ki Şeytan oldu. Şeytan meleklikten atıldı ve sıradan bir cin oldu (18:50). Cinlerin de belirli bir yaşam süresi olduğunu bilen Şeytan, Tanrı’dan Diriliş Günü’ne kadar mühlet istedi yani ölmeme garantisi (7:14).
16. Tanrı Şeytan’a hem mühlet verdi, hem de insanları kontrol etme yetkisi (7:15, 17:64).
17. Âdem ve Havva’ya da Şeytan’dan sakınmaları, yasak ağaçtan yememeleri ve bu sayede bedene ihtiyaç duymadan ve bedensel zafiyetleri olmadan Cennette kalabilecekleri söylendi (ki bu kısım Kuran’da elbise metaforuyla alegorik olarak anlatılır). Ancak Âdem ve Havva yine de melek olmadıklarını biliyorlardı. Melek olmak hem daha fazla güç ve saltanat sahibi olmak, hem de ölümsüz olmak anlamına geliyordu. Nitekim Kuran’ı dikkatlice okursanız, Şeytan’ın kandırmak için kullandığı anahtar kelimeler bunlardı (7:20, 20:120).
18. Şeytan, Âdem ve Havva’yı, yani insanoğlunu yeniden kandırdı. Âdem ve Havva dünyaya düşmeden evvel bedenlerini görmeye başladılar ve alegorik olarak Cennet yaprakları ile üstlerini örtmeye çalıştılar (7:22). Çünkü artık Şeytan’ın egemenliğine ait olmuşlardı. Daha sonra Tanrı onlara uyarılarda bulunarak aşağı düşürdü ve dünyevi bedenlerine geri dönmüş oldular. Gerisi tarih.
Tamamen Tanrı’dan ve elçisinden işittiğim bilgiler ışığında hazırladım. Hiçbir kısmı ile çelişmemesine özen gösterdim. Şu an anladığım ve iman ettiğim budur. Rabbimden eğer hata yaptıysam, yanıldıysam beni kınamamasını, beni bağışlamasını, ilmimi ve anlayışımı artırmasını diliyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder