1. Ali İmran Suresi, 146. Ayet
Hafs Kıraati: "وَكَأَيِّنْ مِنْ نَبِيٍّ قَاتَلَ مَعَهُ رِبِّيُّونَ كَثِيرٌ"
- Anlamı: "Nice peygamberler var ki, onlarla birlikte birçok Allah dostu savaştı."
Verş Kıraati: "وَكَأَيِّنْ مِنْ نَبِيٍّ قُتِلَ مَعَهُ رِبِّيُّونَ كَثِيرٌ"
- Anlamı: "Nice peygamberler var ki, onlarla birlikte birçok Allah dostu öldürüldü."
Fark: Hafs kıraatinde "savaştı" anlamına gelen "قاتل" fiili kullanılırken, Verş kıraatinde "öldürüldü" anlamına gelen "قُتِلَ" fiili kullanılmıştır. Bu, peygamberlerin ve onlarla birlikte olanların durumunu farklı şekilde ifade eder.
Kaynak: "Kıraat Farklılıklarının Anlama Etkisi" makalesi, DergiPark.
2. Maide Suresi, 6. Ayet
Hafs Kıraati: "فَاغْسِلُوا وُجُوهَكُمْ وَأَيْدِيَكُمْ إِلَى الْمَرَافِقِ وَامْسَحُوا بِرُءُوسِكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ إِلَى الْكَعْبَيْنِ"
- Anlamı: "Yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başınızı mesh edin ve ayaklarınızı yıkayın."
Ebu Amr ve Nafi Kıraati: "وَأَرْجُلِكُمْ"
- Anlamı: "Yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başınızı ve ayaklarınızı mesh edin."
Fark: Hafs kıraatinde "وَأَرْجُلَكُمْ" ifadesi, ayakların yıkanmasını ifade ederken, Ebu Amr ve Nafi kıraatlerinde "وَأَرْجُلِكُمْ" ifadesi, ayakların mesh edilmesini belirtir. Bu farklılık, abdest alırken ayakların yıkanması veya mesh edilmesi konusunda mezhepler arasında farklı uygulamalara yol açmıştır.
Kaynak: "Kıraat Farklılıklarının Anlama Etkisi" makalesi, DergiPark.
3. Fussilet Suresi, 40. Ayet
Hafs Kıraati: "وَمَنْ يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍ"
- Anlamı: "Allah kimi saptırırsa, onun için bir yol gösterici yoktur."
Duri Kıraati: "وَمَنْ يُضْلِلِ اللَّهُ فَمَا لَهُمْ مِنْ هَادٍ"
- Anlamı: "Allah kimi saptırırsa, onların bir yol göstericisi yoktur."
Fark: Hafs kıraatinde "فَمَا لَهُ" ifadesi tekil olarak "onun için" anlamında kullanılırken, Duri kıraatinde "فَمَا لَهُمْ" ifadesi çoğul olarak "onların için" anlamında kullanılmıştır. Bu, saptırılanların tekil mi yoksa çoğul mu olduğu konusunda farklı bir vurgu yapar.
Kaynak: "Kıraat Farklılıklarının Anlama Etkisi" makalesi, DergiPark.
4. Tevbe Suresi, 100. Ayet
Hafs Kıraati: "وَالسَّابِقُونَ الْأَوَّلُونَ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ وَالْأَنْصَارِ"
- Anlamı: "Muhacirlerden ve Ensar'dan ilk önce iman edenler."
Nafi Kıraati: "وَالسَّابِقُونَ الْأَوَّلُونَ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ وَالْأَنْصَارِ وَالَّذِينَ اتَّبَعُوهُمْ"
- Anlamı: "Muhacirlerden ve Ensar'dan ilk önce iman edenler ve onların ardından gelenler."
Fark: Hafs kıraatinde sadece Muhacirler ve Ensar'ın öncüleri vurgulanırken, Nafi kıraatinde onlara tabi olanlar da dahil edilmiştir. Bu, cennete girecek olanların kapsamını genişletir.
Kaynak: "Kıraat Farklılıklarının Anlama Etkisi" makalesi, DergiPark.
5. Bakara Suresi, 259. Ayet
Hafs Kıraati: "وَنُنْشِزُهَا"
- Anlamı: "Onu kaldırırız, yerden yukarı çıkarırız."
Nafi Kıraati: "وَنُنْشِرُهَا"
- Anlamı: "Onu diriltiriz."
Fark: Hafs kıraatinde kelime, kemiklerin yerden kaldırılması veya düzenlenmesi anlamını taşırken, Nafi kıraatinde kemiklerin diriltilmesi vurgulanır. Bu, Allah’ın yaratma fiiline farklı bir açı kazandırır.
Kaynak: "Kıraat Farklılıklarının Anlama Etkisi" makalesi, DergiPark.
Yorumlar
Yorum Gönder