Allah’ın Misak
Elçisi*
[25:27] Zalim kimsenin (üzüntüden) ellerini ısırıp şöyle söyleyeceği gün gelecek, ‘’Ah
keşke elçi ile birlikte aynı yolu takip etseydim.
*25:27-30 Bu ayet, ismi Kuran’da
matematiksel olarak ‘’Reşad Halife’’ diye kodlanmış olan Allah’ın Misak
Elçisine atıfta bulunuyor. Eğer ‘’Reşad’’ın sayısal değerini (505), ardından
‘’Halife’’nin sayısal değerini (725), ardından bu surenin numarasını (25),
ardından 27, 28, 29 ve 30 ayetlerini yazarsanız, nihai sayı (5057252527282930)
19’un tam katıdır (Detaylar için Appendiksler 2 ve 26’ya bakınız). Muhammed
Peygamber de, Yargı Gününde 25:30 ayetindeki gibi bir açıklama yapacak.
[25:28] ‘’Vah bana, ah keşke şu kişiyi arkadaş
edinmeseydim.
[25:29] ‘’Mesaj bana geldikten sonra beni ondan saptırdı.
Gerçekten de, şeytan insan kurbanlarını yüzüstü bırakır.’’
[25:30] Elçi* de, ‘’Rabbim, halkım bu Kuran’ı terk
etti’’ dedi.
*25:27-30 Bu ayet, ismi Kuran’da
matematiksel olarak ‘’Reşad Halife’’ diye kodlanmış olan Allah’ın Misak
Elçisine atıfta bulunuyor. Eğer ‘’Reşad’’ın sayısal değerini (505), ardından
‘’Halife’’nin sayısal değerini (725), ardından bu surenin numarasını (25),
ardından 27, 28, 29 ve 30 ayetlerini yazarsanız, nihai sayı (5057252527282930)
19’un tam katıdır (Detaylar için Appendiksler 2 ve 26’ya bakınız). Muhammed
Peygamber de, Yargı Gününde 25:30 ayetindeki gibi bir açıklama yapacak.
Blog yazarının yorumu:
[25:30] Ayeti Muhammed peygamber'den sonra gelenlerin hadis ve sünnet uydurarak Kuran'ı tamamen terk etmelerine yönelik bir şikayet olduğu gibi Allah'ın Misak Elçisi'ne tanık olanların, Allah'ın gösterdiği Kuran'ı terk edip egolarının, nefislerinin, heva ve heveslerinin kendilerine hoş gösterdiği Kuran'a (Siccin) uyup asıl anlamı terk etmelerini de kastetmektedir.
Bu kişiler, ''Sadece Kuran'' dediklerini zannetmektedirler ancak, Kuran'ı nefisleri kendilerine nasıl hoş gösteriyorsa o yönde yorumlayıp yaşamayı tercih etmektedirler. Şeytan'ın 1400 yıllık dezenformasyonlarının sonucu, anlamsal yönden de çarpıtılan ayetlerin gerçek anlamlarını, Yüce Allah, müdahalesi ile bir elçisini (5:19) yetkilendirip, Yetkilendirilmiş Çeviri yoluyla göstermesine rağmen, bu kişiler Kuran'ın asıl olan bu anlamlarını terk edip kendi nefislerinin yorumladığı Kuran'a (Siccin) yönelmektedirler.
Yüce Allah, Misak Elçisini göndererek ''Kuran'dan'' hadis ve sünnetin şeytana ait olduğunu gösterdi. ''Hadis ve Sünnet'', yani bir elçinin Allah yanında hüküm ve yasak koyucu olma illüzyonu Kuran'ın keskin ayetlerinin gözlerimize gösterilmesiyle deşifre olmuş oldu. Artık insanoğlu, Kuran'ın içindeki yasa, yasak ve hükümler dışında hiçbir varlığın hüküm, yasa ve yasaklarını kabul edemez. Çünkü şeytanın bu oyunu Kuran'la deşifre olmuş oldu. Kuran ayetleri birer asay-ı Musa gibi, insan yapımı yasakları yok etti. Bu durum artık tarihe gömüldü. Şeytan, böyle bir şeyi artık kimseye asla yutturamaz duruma geldi.
Ancak, Şeytan asla boş durmaz. Üzerine aldığı sözü mutlaka yerine getirmek için daha girift ve daha kompleks bir planla ortaya çıktı. Şuan ki oyunu, açıkça görülüyor ki, anlam çarpıtmaları yaparak insanları ''Asıl Kuran anlamından'' uzaklaştırmak üzerine kurdu. İnsanları ''Sadece Kuran'' kelimesi adı altında Kuran'ın asıl anlamından uzaklaştırmaya başladı. Aynı Kuran'dan, yani bir tek Allah'tan onlarca absürd ve saçma yorum çıkararak insanların kafalarını karıştırdı ve sonuç itibarı ile anlamının etkisini azalttı.
Şuanda, ''Sadece Kuran'' adı altında, kendi heva ve heveslerine, nefislerine göre yorumlayıp tamamen yoldan çıkan bir akımla karşı karşıyayız.
Bu insanların Ahirette hiçbir mazeretleri olmayacaktır. Nitekim, Allah bir elçisini göndererek Kuran'ın Yetkilendirilmiş Çevirisini insanlığa bahşetti. Mesajını iyice sağlamlaştırdı. Tüm mazeret kapılarını kapattı.
Yüce Allah, Misak Elçisini göndererek ''Kuran'dan'' hadis ve sünnetin şeytana ait olduğunu gösterdi. ''Hadis ve Sünnet'', yani bir elçinin Allah yanında hüküm ve yasak koyucu olma illüzyonu Kuran'ın keskin ayetlerinin gözlerimize gösterilmesiyle deşifre olmuş oldu. Artık insanoğlu, Kuran'ın içindeki yasa, yasak ve hükümler dışında hiçbir varlığın hüküm, yasa ve yasaklarını kabul edemez. Çünkü şeytanın bu oyunu Kuran'la deşifre olmuş oldu. Kuran ayetleri birer asay-ı Musa gibi, insan yapımı yasakları yok etti. Bu durum artık tarihe gömüldü. Şeytan, böyle bir şeyi artık kimseye asla yutturamaz duruma geldi.
Ancak, Şeytan asla boş durmaz. Üzerine aldığı sözü mutlaka yerine getirmek için daha girift ve daha kompleks bir planla ortaya çıktı. Şuan ki oyunu, açıkça görülüyor ki, anlam çarpıtmaları yaparak insanları ''Asıl Kuran anlamından'' uzaklaştırmak üzerine kurdu. İnsanları ''Sadece Kuran'' kelimesi adı altında Kuran'ın asıl anlamından uzaklaştırmaya başladı. Aynı Kuran'dan, yani bir tek Allah'tan onlarca absürd ve saçma yorum çıkararak insanların kafalarını karıştırdı ve sonuç itibarı ile anlamının etkisini azalttı.
Şuanda, ''Sadece Kuran'' adı altında, kendi heva ve heveslerine, nefislerine göre yorumlayıp tamamen yoldan çıkan bir akımla karşı karşıyayız.
Bu insanların Ahirette hiçbir mazeretleri olmayacaktır. Nitekim, Allah bir elçisini göndererek Kuran'ın Yetkilendirilmiş Çevirisini insanlığa bahşetti. Mesajını iyice sağlamlaştırdı. Tüm mazeret kapılarını kapattı.
Ne var ki, ''Sadece Kuran'' dediklerini iddia eden bu kişiler, maalesef Kuran'ı terk ettiklerinin farkında bile değiller. Tüm uyarılara da tamamen ilgisiz, kör ve sağır kesilmişlerdir.
Yorumlar
Yorum Gönder