SORU
CEVAP
Selamun Aleykum,
Merhaba. Böyle çeviriler
yayınladığınız için sağolun. Daha önce maalesef ki misak elçisinin 14
görevinden ve yetkilendirilmiş çevirisinden haberim yoktu.
Ama hala yerine tam oturmayan kısımlar
var: Bazı meallerdeki çeviriler Reşad Halifenin mealinden daha mantıklı
geliyor. Mesela Nisa 34'le ilgili bazı açıklamalar 'vurmak' kelimesinin
olmamasını daha iyi ifade ediyor. Veya Nisa 102'de savaş durumundaki salatla
ilgili ayeti inceleyince, namaz olarak çevrildiğinde bazı hatalar olduğu göze
çarpıyor: (https://youtu.be/4APNPrfRORQ örneğin bu videoda 44:12'de Nisa
102'nin geleneksel çevirisinin yol açacağı mantıksal tutarsızlıklar
anlatılmış). Bu ayet Reşad Halife'nin mealinde de aynı şekilde namaz olarak
çevrilmiş. Yani kısacası, farklı konularda türlü yorum ve açıklamalarda
bulunanlar var veya bazı muğlak kavramları görece daha iyi anlamlandıranlar
var. Salat gibi mesela. Bu konuda içimi rahatlatacak ne söylersiniz? Yani bu
insanlar gerçekten ayetleri saptırıyor kendi anlayışlarına göre mi
yorumluyorlar. Doğru veya yanlış olmasına bakmaksızın Reşad Halife'nin
yetkilendirilmiş çevirisini referans almalı mıyız? Bu çevirinin bazı hataları
olma ihtimaline karşılık nasıl bir savunma yapmalıyız kendi içimizdeki
şüpheleri giderme adına. Çünkü böylesi bir şey büyük bir kolaylık olur. Yani
bir yandan da alıştırıldık çeviriyle ilgili süregelen tartışmaları
içselleştirdik sanki hep sürecek şeylermiş gibi kabullendik belki de.
Türkiye'de 19 mucizesine şahit
olanların neredeyse hiçbiri Reşad Halife'nin 14 görevinden veya
yetkilendirilmiş çevirisinden bahsetmiyor veya haberdar bile değil. Burada da
şunu sormak gerekiyor Edip Yüksel neden kendisi meal yazmakla uğraşsın, Allah
böylesine kolaylaştırıcı bir şekilde, Reşad Halife'ye meal yazdırmışken. Yani
bu fazlasıyla ciddi bir konu ve bahsini hiçbir yerde görmedim. Böyle ciddi bir
konuya kayıtsız kalınması iki şeyi düşündürüyor:
1) Ya bu konuda yani Reşad Halife'nin,
14 görevi olduğunu açıklamasında ve çevirisinin yetkilendirilmiş olduğunu
söylemesinde ciddi bir problematik var
2) ya da bu konuya kayıtsız kalanlarda
ciddi bir sıkıntı var.
Yani Türkiye'deki, Edip Yüksel
sayesinde 19'la tanışmış olanlardan bahsediyorum. Ve 19'a tanık olmuş bu kadar
insanın böyle bir meseleden haberi bile yok.
Tabi merak ettiğim bir şey de şu: Edip
Yüksel 19'u anlatırken neden Reşad Halife'nin 14 görevinin ve yetkilendirilmiş
çevirisinin bahsini açmıyor? Bu iki şeyin, Reşad Halife'nin kendi hezeyanları
olduğunu ve 19 mucizesiyle ilgili olumsuz bir algı yaratmasının önüne geçmek
için mi bu konular yokmuş gibi davranıyor; yoksa kendi içinde başka öncelikleri
mi var?... Yani Reşad Halife'yle arkadaşlık etmiş birisinin böyle ciddi bir
konuda böyle ketum bir tutum içinde olması zihnimde pek çok şüpheyi birden
tetikledi ve bu düşünce akışını durdurup meseleleri kafamda netleştirmek
istiyorum.
Ve Nisa 34'ü de Nisa 102'yi de tek
başıma inceleyecek teknik bilgim olmadığı için en doğru çözüme ulaşmaya
çalışıyorum. Ki gördüğüm kadarıyla Nisa 34 ve Nisa 102 çeviri tartışmalarında
bir alışkanlık ve vazgeçilmez bir tercih haline gelmiş durumda; sürekli
tartışıyor sonra tekrar sonra tekrar ve bir daha tekrar tartışıyorlar sosyal
medyada gördüğüm bu...
Genel olarak çekincelerimi ve akla
düşmesi muhtemel soru işaretlerini anlatmaya çalıştım... Çeviriler için
teşekkürler, iyi çalışmalar, selamlar...
------------------------------
CEVAP
Selamun Aleykum,
İki temel konuyu soruyorsunuz.
1. Yetkilendirilmiş İngilizce
Versiyon’da yanlış çevrildiğini düşündüğünüz ayetler var.
2. Edip Yüksel ile Reşad Halife
arasında derin ve büyük çelişkiler var ve bunlar ne anlama geliyor?
Birinci konuda ne kadar teknik
konulara inersek inelim işin içinden çıkamayız ve pek az noktada uzlaşabiliriz.
Bunun pratiği Türkiye’de ve dünyada yaşandı ve hala yaşanıyor. Aslında bu
yöntemle görünüşte bir topluluk gibi görünsek de kalplerimiz paramparça olur.
Ve belli ki Tanrı bu konulara kesin çözüm getirdi ve bizlere ortak şekilde
takip edeceğimiz, muhkem konularda birlik olacağımız, birçok müteşabih konuda
bilgi sahibi olacağımız bir çeviri ile nimetlendirildik. Çeviri ‘’Yetkilendirilmiş’’
bir çeviridir. Yani içinde hata olsa da bunlar Tanrı’nın kontrolündedir ve
inkarcılar için boşluklar oluşturur. Dikkat ederseniz Edip Yüksel ve onun
perspektifini takip edenlerin en çok sarıldıkları noktalar şunlardır: ‘’İçinde hatalar
olması ve revizyona uğraması.’’ Bu iki noktaya Reşad Halife açık bir şekilde
açıklık getirmişken biz ne diyebiliriz ki?
Şöyle belirtiyor;
Şöyle belirtiyor;
>>> Zaman içerisinde gelen
bilgilerin çeviriye yansıması
>>> Bu minör hataların
inkarcılar için birer balık yemi olması.
Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=xUUtyLpJWpg&t=756s
Şahsen, aşağıdaki ifadelerden sonra ben iman etmeyi tercih ederim.
Kaynak: https://www.youtube.com/watch?v=xUUtyLpJWpg&t=756s
Şahsen, aşağıdaki ifadelerden sonra ben iman etmeyi tercih ederim.
Aşağıdaki videonun ilgili
dakikalarında açık ve net söylediklerine şahsen bir kılıf uyduramıyorum.
-- 8:16 Bunun herbir basamağı...
Herhangi bir yazım hatası veya herhangi birşey bulduğunuzda, emin olabilirsiniz
ki onlar Allah tarafından dizayn edilmiştir.
-- 8:30 Yani, her şey, bu kitabın
herbir basamağı Allah tarafından dizayn edildi.
-- 12:28 Bu çeviri, buradaki herbir
kelime Allah'ın kelimesidir, bunlar benim kelimelerim değil. Bu çeviri benim
çevirim değil, bu Allah'ın çevirisi.
-- 23:50 Bildiğiniz gibi, Birinci
Çeviri'de ilk ipucu çıktığında; yani
''Yetkilendirilmiş İngilizce Versiyonu'' diye... Birçok insan protesto etti:
‘’Neden yetkilendirilmiş? Kim bunu yetkilendirdi?’’ şeklinde… Fakat burada 20.
Ayet Arapça çok açık...‘’Taht’ın Sahibi tarafından yetkilendirilmiştir, tamamen
desteklenmiştir.’’
Siz de gözlemleyebilirsiniz ki, ‘’Sadece Kuran diyen ve Reşad’ın
elçiliğini kabul ettiğini söyleyenler’’ birçok konuda ihtilaf yaşıyorlar. Kuran'da çokça önem verilen, dinin en
temel konuları dahil. Tanrı Kuran’da bizlere bu anlaşmazlıkları elçiye götürün diyor. Elçinin yalan ve iftira olmayan ''kulaklarımızla işitebildiğimiz'' dökümanlarına sahibiz. Bu kişilerin verdiği yanıt, ‘’Bizim gibi bir insana mı?’’ Sizce de Kuran'ın bu ayetleri, mucizevi bir
şekilde tecelli etmiyor mu?
Edip Yüksel ve onun perspektifinde
olanlarda (fikirlerini sabitleştirmiş olup bizlere saldıranlarda) çok açık
şekilde ikiyüzlülük (münafıklık) delilleri var. Çünkü elçiye iman ediyoruz
deyip her şeyini inkar ediyorlar.
[63:1] İkiyüzlüler sana geldiklerinde,
“Tanıklık ediyoruz ki sen TANRI’nın elçisisin”* derler. TANRI, senin Kendi
elçisi olduğunu bilir ve TANRI da ikiyüzlülerin yalancı olduğuna tanıklık eder.
Evet yalancıdırlar çünkü Reşad’ın din
adına, Tanrı adına söylediği şeylerin hiçbirini kabul etmiyorlar. Sadece
‘’Elçidir’’ diyorlar. Bu, ikiyüzlülük (münafıklık) değil de nedir?
Reşad, 14 görevinden birisini şöyle belirtiyor: ‘’5. Görev: Zekâtın (zorunlu bağışın) kurtuluş için bir ön şart olduğunu ilan etmek (7:156) ve Zekâtı yerine getirmenin doğru metodunu açıklamak (Ek 15)’’. Bu kişilerden hangisi bu açık, Tanrı adına söylenen şeyi kabul ediyor?
Dördüncü görevini şöyle belirtiyor: ‘’Tüm insanlar için tek bir din ilan etmek ve Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’ı etkileyen tüm bozulmaları gösterip temizlemek (Ek 13, 15, 19)’’.
Edip Yüksel ve onun perspektifini kabul edenlerden hangisi İslam (Teslimiyet) Dinini onun vaaz ettiği gibi kabul ediyor? 63:1 Ayetini tecelli etmiyor mu? Tek söyledikleri, ‘’Bizim gibi bir insan, putlaştırmayalım.’’ Elçinin şahsı adına söylenen birşey değil bu, Tanrı adına söyledikleri nasıl putlaştırılabilir? Bu kişilere göre, Tanrı elçisini gereksiz yere göndermiş. Bu besbelli ki ikiyüzlülüktür. Her elçi zamanında ve sonrasında ikiyüzlüler vardı da şimdi olmamasının bir garantisi var mı?
Dördüncü görevini şöyle belirtiyor: ‘’Tüm insanlar için tek bir din ilan etmek ve Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’ı etkileyen tüm bozulmaları gösterip temizlemek (Ek 13, 15, 19)’’.
Edip Yüksel ve onun perspektifini kabul edenlerden hangisi İslam (Teslimiyet) Dinini onun vaaz ettiği gibi kabul ediyor? 63:1 Ayetini tecelli etmiyor mu? Tek söyledikleri, ‘’Bizim gibi bir insan, putlaştırmayalım.’’ Elçinin şahsı adına söylenen birşey değil bu, Tanrı adına söyledikleri nasıl putlaştırılabilir? Bu kişilere göre, Tanrı elçisini gereksiz yere göndermiş. Bu besbelli ki ikiyüzlülüktür. Her elçi zamanında ve sonrasında ikiyüzlüler vardı da şimdi olmamasının bir garantisi var mı?
Ve bu kişilere dikkat edin, Reşad’ın
din adına vaaz ettiklerini kabullenmemek için sürekli bir şüphe, sürekli bir
bahane, bir kuruntu öne sürerler. Ve bunlarla mutlu olurlar ve kendilerini
avuturlar. Asla kabul etmezler. Sürekli bir
kılıf uydurma hali vardır. Aşağıdaki ayetler şuanda tecelli ediyor.
57:14 ayetine dikkat edin.
En Kötü
Kaybedenler
[57:13] O gün ikiyüzlü erkek ve kadınlar,
iman etmiş olanlara diyecekler ki “Lütfen ışığınızın bir kısmını almamıza izin
verin.” Onlara, “Arkanıza geri dönün ve ışık arayın” denilecek. Aralarına, iç
taraftaki rahmeti dış taraftaki azaptan ayıran kapısı olan bir bariyer
yerleştirilecektir.
[57:14] “Biz sizinle birlikte değil
miydik?” diye onlara seslenecekler. Onlar da şöyle cevap verecekler, “Evet
ama siz ruhlarınızı aldattınız, tereddüt ettiniz, kuşku duydunuz ve TANRI’nın
yargısı gelinceye kadar kuruntular tarafından saptırıldınız. İllüzyonlar
ile TANRI’dan başka tarafa çevrildiniz.
[57:15] “Bu nedenle, ne sizden ne de inkâr
etmiş olanlardan hiçbir fidye alınamaz. Meskeniniz ateştir; odur sizin rabbiniz
ve sefil meskeniniz.”
Yorumlar
Yorum Gönder