Kovulmuş Şeytan’dan TANRI'ya sığınırım.
En Lütufkâr, En Merhametli olan Tanrı’nın
adıyla
Yaygın
yanlış anlama:
Sadece
Kuran'a uyduğunu iddia ediyorsun, bu seni Kuran Müslüman’ı yapmaz mı?
Teslim
Olan ne demek?
Ve
fark nedir?
Teslim
Olan: 16:123, 3:95 ve 16:64 ayetlerinden dolayı
İbrahimî pratiklerin korunduğuna ve Kuran filtresinden geçirilerek mevcut
haliyle devam edilmesi gerektiğine inanan ve yasa ve yasak kaynağı olarak yalnızca
Kuran’ı kabul eden kişi.
Kuran
Müslümanı: Kuran'ı doğrudan kendilerine uzaydan düşmüş
gibi alan ve herhangi bir bağlam, dış bilgi veya tarihsel temel olmaksızın tek
başına Kuran'ı kullanarak bütün bir dini yeniden inşa eden kişi.
En
temel ifadeyle, bir Teslim Olan, saf Teslimiyet dinine ulaşmak için mevcut
uygulamaları alarak ve Kuran'ı bir filtre olarak kullanarak Kuran'ı takip eden
kişidir. Bu anlayışın gerekçelerini 16:123, 3:95 ve 16:64 ayetleri gibi birçok
başka ayetten alır.
Bir
Kuran Müslümanı, Kuran'a uzaydan düşmüş gibi davranır ve metinde açıkça
tanımlananların ve belirtilenlerin ötesinde o kişinin bir temeli veya bağlamı
yoktur. Herhangi bir Arapça kelimeyi alır ve kök kelimenin anlam listesinden
keyfi olarak anlamları seçer. Böyle bir yaklaşımın sonucu açıkça kaostur.
Bu
kusurlu yaklaşım, Kuran Müslümanlarının her konuda büyük farklılıklar
göstermesine neden olmaktadır. Bu yüzden Kuran Müslümanlarının cemaatle ibadet
edilebilecek bir cemaati yoktur ve asla ibadet için bir cemaat oluşturamazlar.
Hiçbir iki Kuran Müslümanı, en temel ibadet uygulamaları ve biçimleri üzerinde
bile anlaşamaz.
Açıktır
ki, Teslim Olanlar arasında fikir ayrılıkları olabilir. Ancak, Kuran
Müslümanları ile karşılaştırıldığında, farklılıklar genellikle oldukça
küçüktür. Teslim Olanlar söz konusu olduğunda, neredeyse her zaman 19 kodunu
Tanrı'nın Kuran'da, 74:31'de belirtilen matematiksel mucizesi olarak kabul
etmeleridir. Bu kabulün müteakip sonucu, Tanrı’nın büyük mucizesini 1406 yıl
sonra bir yalancıya açıklamadığını kabul etmektir. Bu nedenle, Dr. Reşad Halife,
yalancı ve hilekâr olamaz. Bu anlayış ve süreç, Teslim Olanlar için birçok
Kuran konusunun anlaşılmasını kolaylaştırmaya yardımcı olur. Böylece Dr. Halife’nin
3:7 ayetindeki “ilimde sağlam temelli olanlar” arasında olduğu açıklığa kavuşur.
Böyle bir kimse saptırmaz ve aldatmaz.
Öte
yandan, Kuran Müslümanları ise hiçbir dayanakları ve temelleri olmaksızın Kuran
ayetlerine uyarlanacak manaları seçmek zorunda kalmanın sonu gelmez açmazları
içinde kalmışlardır. Bu da nihayetinde “Ramazan ne zaman?” ve “Kâbe nerededir?
Mekke mi Petra mı?” gibi en temel kavramları bile anlamakta güçlüklere yol
açmaktadır.
Salat:
Kuran Müslümanlarının saptıklarının açık bir örneği.
Antlaşma
Elçisi Reşad Halife’nin vefatından sonra birçok insan kendi Kuran tefsirleriyle
ortaya çıkmıştır. Bildiğimiz gibi, namaz kurtuluşumuzun çok önemli bir
parçasıdır. Salat kelimesinin Kuran Müslümanları camiasındaki mevcut
tefsirlerine bir göz atalım:
Günde
kaç kez?
5
(Ahmed Subhi Mansur, Mohamed Chahrour, Ahmet Murat Sağlam [2’şer rekat])
4
(quranaloneislam)
3
(Edip Yüksel, Gürkan Engin, quran-islam)
2,
belirli bir sayı değil.
Namaz
yok.
Nasıldır?
Namaz
pratiği şeklinde, gönüllü ibadet, Kuran okuma, dayanışma, toplantı yapmak…
Kuran Müslümanlığı ile ilgili sorunlara 19 örnek:
1.
Salat, Tanrı’yı anmak için yapılan ibadet anlamına gelmez, yakından takip
etmek, görevini yapmak ve dayanışma demektir.
2.
Secde, Tanrı’ya daha yakın olmak için bedenen secde etmek demek değildir.
3.
Rükû, Tanrı’ya ibadette eğilmek anlamına gelmez.
4.
Yewm-el Jum'a, Cuma anlamına gelmez.
5.
Siyam oruç tutmak demek değildir.
6.
Ramazan, Arap ay takvimine göre bir ay değildir.
7.
Zekât sadaka demek değildir.
8.
lahum-el ğınzir çürük et demektir. Yani domuzlar yemek için uygundur.
9.
Baheematul an'am, "geviş getiren hayvanlar" anlamına gelir ve başka
herhangi bir şeyin yenmesi yasaktır.
10.
Hac, hac demek değildir. Hac, Tartışma Konferansıdır. Ankara veya Diyarbakır’da
da yapılabilir.
11.
Mekke Petra'dadır. Mekke Kudüs’tedir.
12.
Ahiret, ahiret değil, sonuç demektir. Ahiret, cennet veya cehennem yoktur.
13.
Muhammed Peygamber yoktur, çünkü Muhammed'in kökü "övülen" anlamına
gelir.
14.
‘’Safa ve Merve’’ tepe değildir, Sükûnet (Sefa) ve mertlik (Merve) demektir.
15.
Ramazan Eylül ayındadır.
16.
Nuh’un gemisi, gökyüzünde gece parlayan aydır.
17.
Salih’in devesini kesmediler, onunla cinsel ilişkiye girdiler.
18.
Pavlus, Tanrı’nın bir elçisidir. Pavlus, Tanrı’nın düşmanıdır.
19.
Reşad Halife elçidir, ancak hemen her şeyde yanılmıştır. Reşad Halife elçi
değildir. 19 mucizedir, 19 mucize değildir. Tevbe son 2 ayet değildir, Tevbe
son 2 ayettir.
Şunun
üzerinde düşünün: Eğer Kuran 23 yıllık bir süre içinde indiyse,
daha üçüncü vahiyde namazın yerine getirilmesi emredildiyse, Peygamber veya takipçileri
namazı nasıl kılacaklarını nereden öğrendiler? Kuran Müslümanları, namazın
nasıl kılınacağını öğrenmek için Kuran'ın tamamına ihtiyacımız olduğunu iddia
ederler. Peki, 23 yıllık sürede o kişiler nasıl namaz kıldılar? Üstelik savaş
sırasında Peygamber’in, kendi takipçilerine namaz ‘’kıldırdığını’’ görüyoruz.
Yorumlar
Yorum Gönder