Aşağıda sorulan bir soruya verilen cevap yer almaktadır.
Selamun Aleykum,
Selam oncelikle bu soru sadece bir başlangıç merak ettiklerimden sadece birisini yazmak istedim.Eğer geri dönüş yaparsanız ilerisini bende merak ediyorum:) resad halife nin biz sadece kuran a uyarız , kuran da varsa kabul ederiz yoksa reddederiz dedigini işittim ve bu benim kabul ettiğim bir prensip.Resad halife bu kriteri vaaz ettiği halde neden zekat 40 ta 1 dir diyor, bunu nasıl açıklamıştır.Şayet bu konuda bilginiz var ise beni de bilgilendirmenizi rica ediyorum saygılar
Selamun Aleykum,
Reşad Halife, ''Kuran, Tüm Kuran ve Kuran Dışında Hiçbirşey'' prensibini öldüğü zamana kadar savunmuştur. Hatta ''Sadece Kuran'' inancının ilk savunucularından birisidir.
''Sadece Kuran'' diyenlerin çoğunluğu Kuran'ı anlamadıkları için İbrahim'in Dininin pratikleri konusunda büyük bir kaos yaşıyorlar. Kuran, Muhammed Peygamber yoluyla bizlere iletildi ve Kuran, Muhammed Peygambere bu pratikleri aynen devam ettirmesini emretti [Lütfen 3:95 ve 16:123 ayetlerine bakınız]. Bununla birlikte, Kuran'da İbrahim'in Dininin direkleri [Namaz, Hac, Zekat ve Oruç] konusunda kapsamlı bilgi verilmiyor. Peki neden?
16:64 ayetini dikkatle okursanız, orada Kuran'ın indiriliş amacı açıklanıyor. ''İhtilaf'' edilen, yani bir yerlerde tahrifat olan konulara değinmek için indirildiğini görüyoruz.
'' [16:64] Biz sana bu kutsal yazıyı, ihtilaf ettikleri şeyleri kendilerine göstermek ve iman eden insanlara rehberlik ve rahmet sağlamak için vahyettik.''
Dolayısıyla, Kuran'ın metodu anlaşıldığı zaman bu direkler ve İbrahim Dininin tüm ayrıntılarına kolaylıkla ulaşılıyor. Kuran, İbrahim Peygamberle inmedi ve Kuran İbrahim Peygamberin dinini devam ettirin diyor. O halde, İbrahim'in Dini bir yerlerde yaşanıyor olması gerekir ki bizlere bunu dikte edebilsin. Ben size ''X dinini devam ettir'' desem [3:95, 16:123'te denildiği gibi], bunu söylemem için sizin o dini çok iyi bilmeniz gerekir ve aynı zamanda bu dinin bir yerde uygulanıyor olması gerekir. Ölmüş veya yok olmuş bir dini devam ettir diyemem. Eğer ölmüş veya yok olmuş bir dini devam ettir diyorsam, o zaman bu dini size baştan sona size tarif etmem gerekir. ''El-Salatı ikame et'' dersem ve eğer ''o bilinen (EL) Salat'' kayıpsa, ölüyse, bilinmiyorsa o zaman ''bilinen'' anlamına gelen ''el'' ekini koymam mümkün müdür?
''Oruç sizin için ve sizden öncekiler için hükme bağlandı'' diyor ayet. Peki onlardan öncekiler orucun varlığını ve uygulanışını nasıl bildiler? Orucun nasıl ve ne şekilde uygulanacağı ne Tevrat'ta ne İncil'de yazmaz, kaldı ki ''sizden öncekiler'' dediği kişiler Kuran'a daha erişmemiş kişiler idi.
''Oruç Vurgulandı ve Değiştirildi*
[2:183] Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekiler için hükme bağlandığı gibi sizin için de hükme bağlandı ki kurtuluşa eresiniz.
*2:183-187 Teslimiyet’teki tüm görevler gibi oruç da İbrahim aracılığı ile hükme bağlandı (22:78, Ek 9 & 15). Kuran’ın vahyedilişinden önce oruç boyunca cinsel ilişki yasaktı. Bu kural, 2:187’de Ramazan gecelerinde cinsel birleşmeye izin verecek şekilde değiştirildi. ''
Meryem rüku edenlerle birlikte rüku edip
''El-Salatı'' ikame ederdi. Peki bunu nereden biliyordu? Tevrat'ta yoktu.
Musa ve İsa namaz kılardı. Peki bunu nasıl biliyorlardı?
Kuran, ''Yahudi ve Hristiyanlar 'Namazı' kaybetti'' diyerek onları eleştirir. Tevrat ve İncil'de namaz ve uygulanışı yok. O halde Kutsal Yazıda geçmeyen bir şeyi kaybettikleri için neden eleştirildiler?
Tüm bunlar bize bu pratiklerin korunarak geldiğini ve Kuran'ın sadece ihtilaflı veya tahrif edilen noktalara değindiğini [16:64] ispat eder.
Dolayısıyla yapmamız gereken şey çok basit: ''Şuan İbrahim Dininin evrensel olarak üzerinde ihtilaf olmayan pratiklerini aynen devam ettirmek [hiçbir ekleme-çıkarma yapmadan] ve onları Kuran ile revize etmek''
Dolayısıyla yapmamız gereken şey çok basit: ''Şuan İbrahim Dininin evrensel olarak üzerinde ihtilaf olmayan pratiklerini aynen devam ettirmek [hiçbir ekleme-çıkarma yapmadan] ve onları Kuran ile revize etmek''
Aşağıda Kuran'ın İbrahim'in Dini konusundaki mükemmel metodunu görmeniz için bazı örnekler vereceğim.
Zekat evrensel olarak her yerde %2,5 olarak uygulanıyor. Eğer bu bozulmuş olsaydı veya üzerinde ihtilaf olsaydı Kuran 16:64 gereği buna değinirdi. Ancak Zekatın veriliş zamanı tahrif edildiği için [yılda bir veriliyor] bakıyoruz ki, Kuran veriliş zamanını özellikle belirtiyor.
'' Zekât “Hasat Gününde” Verilmelidir *
[6:141] Çardaklı ve çardaksız bahçeleri, hurma ağaçlarını, tatları farklı olan ekinleri, zeytinleri ve narı—birbirine benzeyen fakat farklı meyveleri tesis eden O’dur. Onların meyvelerinden yiyin, ödenmesi gereken zekâtını hasat gününde* verin ve hiçbir şeyi israf etmeyin. O, müsrifleri sevmez.
*6:141 Zekât bağışı çok önemlidir, En Merhametli Olan, rahmetini onu verenlere has kılmıştır (7:156). Ancak bozulmuş Müslümanlar bu önemli buyruğu kaybettiler; onlar Zekâtı sadece yılda bir defa verirler. Burada Zekâtın “gelir elde ettiğimiz günde” verilmesi gerektiğini görüyoruz. İbrahim aracılığıyla bize gelen oran, net gelirimizin %2,5’udur. ''
Namazın ses tonunun bozulacağını Tanrı biliyordu ve bu nedenle Kuran'a bu bozulan kısmı koydu.
'' [17:110] De ki, “O’nu ister TANRI diye çağırın ister En Lütufkâr Olan diye çağırın; hangi ismi kullanırsanız kullanın, en güzel isimler O’na aittir.”
İletişim Dualarının (Namazın) Ses Tonu
İletişim Dualarını (Namazı) ne çok yüksek sesle telaffuz et ne de içinden; orta bir ses tonu kullan. ''
Tanrı, abdestin 9-10 basamağa çıkarılacağını biliyordu bu nedenle abdestin ayrıntılı basamaklarını 5:6 ayetine yerleştirdi.
Bu örnekler çoğaltılabilir.
Tüm bunlar İbrahim'in Dininin ne hadislerle ne de Kutsal yazılarla gelmediğini gösteriyor. Tanrı İbrahim'in Dinini bizlere ulaştırmak için ''evrensel kabul ve Kutsal Yazının ihtilaflı konulara değinmesi metodunu'' sunuyor. Bunu Kuran'dan çok net anlıyoruz.
Peki Sünniler, yani Kuran'ın tam ve yeterince detaylı olduğuna güvenmeyen kimseler ne yaptılar?
Kuran'ın bu metodunu bulamadıkları ve şirke meyilli oldukları için bu konularda binlerce uydurmaya sarıldılar. Ve Dinin içine birçok bid'at karıştırdılar.
Peki günümüz sözde Kuran Müslümanları ne yaptılar?
Kuran'ın bu metodunu anlamadıkları için binlerce değişik pratik şekli ve yorumu ürettiler ve birçok bid'at ürettiler. Ve geçmişte Yahudi ve Hristiyanlar gibi namazın ve diğer pratiklerin gerçek şekillerini kaybettiler. Eğer Kuran'dan sonra yeni bir kutsal yazı gelecek olsaydı ''Kuran Müslümanları [aslında bu tanımlamayı kullanmak istemiyorum ama artık galat- meşhur oldu] namazı kaybettiler'' diye eleştirilirlerdi. Yahudi ve Hristiyanlar ''Ama Tevrat ve İncil'de yazmıyor'' diye bir savunma yapamayacakları gibi bu kişiler de aynı savunmayı yapamazlar. Çünkü Kuran onlara ayrıntılı bir yol haritası sunmuş durumda.
Kuran Tam ve Yeterince detaylıdır. Gerek duyulan ve duyulacak kadar ayrıntı vardır. Kuran'ın metodunu anlayabilen birisi zekatın %2,5, namazın 24434, Haccın şuan uygulanan ritüelleriyle [Medine'ye gitmek değil, İbrahim Muhammed'in mezarına gitmedi çünkü] aynen uygulanması gerektiğine kesin emin olacaktır.
Lütfen aşağıdaki linkleri de dikkatlice inceleyiniz, eğer bu konuda ciddi ve samimi iseniz derin bir araştırma ve derin bir düşünmeye giriniz. O zaman net olarak dinin ne kadar basit olduğunu göreceksiniz. Kuran dışında hiçbir şeye ihtiyacınız olmadığını anlayacaksınız.
Esenlikler diliyorum
İskender
Editör
Teslimiyet.org
Yorumlar
Yorum Gönder